Saturday, May 22, 2010

Day 4 olmus durumda. Hava hala buzzzzzzzzz gibi. Gune ac olmasaniz da yemek krizine girdiginiz Borough Market'i ziyaret ederek baslamak istiyoruz. Iyi mi ediyoruz? Pek degil. Trenden iner inmez bir aclik krizi vuruor ve daha pazara ugramadan soguktan donmus olarak sicak bir mekan aramaya basliyoruz. Sansimiz yaver gidiyor. Caddenin hemen kosesinde, cok siradan gorunuslu bir cafe dikkatimizi cekiyor. Hala kahvalti var mi? Varmis. Oturuyoruz. Ben English breakfast, kardes de veggie versiyonunu ismarliyor.

Sicak icecekler ve kahvaltiyi heyecanla beklerken!!
Gun isiginda guzellik!!!!!!!
Ve English breakfast. Baked beans olmazsa olmaz mi??

Borough Market
Yagmur mu basladi ne??
Hemen pazarin karsisinda bir katedral. Iceride Christmas sebebiyle carol provalari devam ediyor. Kardes hemen biraz bozuk para atarak, iki mum aliyor. Biri bana biri ona. Mumlari yakiyor ve dilek diliyoruz. Olur mu ki?? Wait and see durumu biraz.
Katedral'den ciktik. Hala soguuuuuuuuk. Kar da yagmaya basliyor.
Sicak bir mulled wine icimizi isitirmi acaba? Denemeye deger. Hem mulled wine icin tam zamani.
20 sene once Hampstead'i pek seven biri olarak, kardesin de israrlariyla buraya geliyoruz. Haftasonu olmasi ve havanin kararmasi sebebiyle pek de birsey yapamiyoruz. Sadece biraz saga sola bakiyor ve kardan kendimizi korumaya calisiyoruz.
Hampstead ve kar.
Degisen isiklar sebebiyle fotograf makinesinin ayarlari da surekli degisiyor
Unlu kirmizi telefon box'in yaninda turistik bir fotograf cektirmezsek olmaz.

22 telefon gorusmesinden sonra nihayet karar verebildigimiz aksam yemegi Eirini ile beraber Cin mahallesinde bir restaurant'da gerceklesiyor. Yemek gibisi yok.

Day 3


Day 3 diyoruz ve basliyoruz.

Yine mi kilt!! Bunu post etmemis miydik??
Bir Starbucks break herkese, hele ki bu havada, iyi gelir. Sagol c'nim.
Pearl'u pisiler cennetine erken ugurlamis bir Sis... RIP Pearlishko.
Benden bir giftcard. Kardes durur mu aynisindan- AYNISINDAN- bir tane de ondan. Hey Alla'im. Talk about 'telepathy' resmen.
Nereye gidiyoruz acep?
Bir zamanlar punk ve underdog'larin takildigi, punk dukkanlar ve Smash Hits'in HQ inin oldugu simdilerin turistik, pahali, tiki dukkanlarinin bulundugu, gecmiste pek sevdigimiz Carnaby Street. Sana da bir RIP Carnaby c'nim.
Christmas sebebiyle cok funky yapmislar ama. Hakkini vermek lazim.

"Acim, aaaaaac. Bak saga sola devriliyorum. Yemek ver bana."
Yer: Soho Pizzeria. Pizzalar super. Sarap leziz. Servis harika. Muzik: Caz. Hmmm. Afiyets oldu resmen.
" Ya, bi' sise daha mi soylesek?".
" Yok, bence ufak ufak ev diyelim".
Eski ve gorkemli binalari, super turistik mekanlariyla Regent Street.


" Sok o dilini iceri. Donar bak sonra!!".


Day 1 Kilburn

Ocak 6, 2010

Buzzz gibi bir Londra gecesinde Kilburn istasyonunun cikisinda yanlis tarafa bakiyor ve kardesi bekliyorum. Unutmusum 3 sene icinde Shoot Up Hill ne taraftadir, Kilburn High Road yerinde Christchurch Avenue'ya bakiyor ve kardesi bekliyorum. Ama San Diego'dan sonra buralar soguk geldi cooooooooooook.


Hah! Gordum nihayet bizim Arnavut'u.
Yerde resmen kar var!!
Kaldigimiz B&B'nin onunde insanlarin guzel, gunesli havalarda oturup bir seyler ictigi tahta banklar.
Kardes ile Londra'da en son 1992'de beraberdik. Yillar inanilmaz bir hizda geciyor.

Bu mahalle pub'i tam 200 yillik bir binada. Ozellikle tavani inanilmaz islemelerle kapli. Hafta ici aksamlari, haftasonu gun boyu genelde genc yas grubunun ugrak yeri Black Lion.

Day 2

Day 2 oldu bile. Gayet buzzzzz gibi bir Londra aksaminda, gunler sayili olunca havayi 20 derece daha sicak varsayip o sokak senin bu cadde benim seklinde takilmaya devam ediyoruz. Bu resimlerde guluyorum ama aslinda sabah merdivenlerden asagi ucup popomun ustunde buldum kendimi. Bu sayede de kardesin kalbine nasil inme indirebilirim ogrenmis oldum!!!


Central London
Piccadilly Circus ve civarinda tacky, turistik hediyelik esya ve aktivite galore seklinde takildigimiz bir gun, daha dogrusu ben isten ciktiktan sonra kardes ile bulustugumuz bir aksam ve resimler efem.

Mekanda kimse seni tanimayinca her turlu turistik sacmaligi yapmakta da ozgur oluyorsun!! Good goin', Sis.
Kocacigima bir mug??
Yoksa bir double-decker'i daha cok mu tercih ederdi?
Tamam buldum! Bi' adet Mini Cooper!!
Sevgili Eros! (heykel gorunmemekte) benim senden bir dilegim yok artik ama kollari acip bir derin nefes alayim...
Iddia ediyoruz, cocuklar bu dukkana bayilir ve cikmak da istemez.

Amanin kardes de Hello Kitty sevenlerdenmis!! Cigerimdenvurulmusa dondum!!!

Kermit ile 'kimin gozleri daha portlek?' yarismasinda...

Hava buzzzzzzzz gibi olunca bir kahve molasi vermek sart oluyor. Hem de saat basi! Starbuck's lar dolu olunca Costa'ya girdik. Kardese cappuccino dedigim halde 'medium' ( bucket size yani) LATTE getirdi. Porsiyonlar konusunda Amerika ile boy olcusemeseler de bu oldukca devasa bir fincan!!

Cappuccino isteyen kardese inatla (kazara) alinan bucket size latte. Bitiremedim bile!!
Londra'da Chinatown'a aslinda Chinastreet demek daha dogru olur. Gerard Street ve civarinda bir iki sokaktan ibaret bir yer. New York taki Chinatown ile karsilastirilamaz. Dolayisiyla fazla resmi cekilecek yer yok.

Bu da adini unuttugum, inanilmaz bir kokusu ve tadi olan INANILMAZ bir meyva. Ilk defa NY'da iken alip getirdigim, bir parca tadina baktiktan sonra tamamini cope attigimiz ilginc bir yiyecek!! Internette ya seversiniz ya da nefret edersinizdiye tanimlaniyor. Gercekten de oyle. Nacizane fikrim sevilemeyeceginden yana.

Gecmisi 1863'lere uzanan, dunyanin ilk yeralti rayli tren sistemi, metro da olmazsa Londra'nin isi cok zor. Ozellikle sehir merkezinin altini bir orumcek agi gibi saran metrogunde ortalama 3 milyon yolcu tasiyormus. Hat degistirmek istediginizde de bu uzun tunellerden gecmeniz gerekiyor.


Kocacigima bir adet 'kilt' mi alsam acaba? Ya da gayda??


Red district' de bile degiliz. Nedir bu kirmizi neon'lar?


Arkada hala gelmesi 14 gozle beklenen Avatar'in afisi.

Club cikislarinda- Maximus tam karsisindaydi- sabah 6 kahvaltisi yaptigimiz, genclik! gunlerimizin anilarini ve uykusuzluktan cokmus yuz ve gozlerimizi hala bagrinda tutan sevgili Burger King. Hey gidi gunler heyyyyyyyy!